THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES

29 Ekim 2009 Perşembe

ödüllü soru

okadar yorgundum ki, anahtarları kapı kilitine sokamadım bile. dakikalarca bu iş için uğraşırken kapı birden açıldı.
-sevgilim..
-hoşgeldin aşkım.
-yorgunluktan ölüyorum.
-ben seni diriltirim.
-yoo hayır valla hiç sevişemem, uyuyacağım.
-2 saattir seni bekliyorum ama yapma bunu bana..
-n'olur sen de bana yapma ama çok yorgunum bak.

sizce bu tartışmayı kim kazanmıştır?

27 Ekim 2009 Salı

5 saniye..

elimde poşetlerle asansörün kapısını açtım. apartmanın en yakışıklı komşusu tam karşımda duruyordu.
-iyi günler.
-size de.
asansörden inmedi, şaşırmıştım.
-inmeyecek misiniz?
-hayır, çocuklar bütün düğmelere basmış, yukarı çıkmak isterken burada buldum kendimi. artık bütün katları beraber ziyaret edeceğiz.
-hihihi (aslında çok kibar biriyim ben gülüşü) hay allah..
zaten basılmış olan düğmelere şöyle bir baktıktan sonra, komşumun atletik vücuduyla ilgilenmeye başladı gözlerim. sıra yüzünü yakından incelemeye gelmişti. onun da bana baktığını farkettim, bu sırada ilk katta durmuştuk ve inecek yoktu.. gülüşmeler ve ardından vijdanımla hesaplaşmalar içerisindeyken bir şeyin elime değdiğini hissettim. okşuyordu beni..
-çok güzelsin.
böylesine yakışıklı bir adamın ağzından bu iltifatı duymakla ilgilenmiyordum, ondan hoşlanmıştım ve muazzam dudaklarına yapışmamak için kendimi tutmaya çalışıyordum. ikinci kata geldik, yine inecek yoktu, ve 4. kata çok yaklaşmıştık, sevgilim kapıyı açmış beni karşılıyor olacaktı. bir kez daha iri ve yeşil gözlerine baktım, bunu yaparken nefesimin titreyişini hissetmiş olacak ki, dudaklarımı dudaklarının arasına alarak, kendine doğru çekip bıraktı. karşılık vermesem ayıp olacaktı.. aramızda hiç boşluk kalmayacak şekilde aynaya doğru ittim onu. ipeksi saçlarını avuçlayarak delice öpüyordum, kalkan organını hissediyordum, kasılıp duran vajinamın dibinde. asansör çok hızlı gidiyordu, "stop" butonuna basmak üzereydi tam, yakaladım elini ve uzaklaştım ondan, sevgilim kapıda bekliyordu ve 4. kata 5 saniye kalmıştı.. 4, 3, 2, 1..
-iyi günler..
-size de..
kapıyı açıp indim asansörden, evime doğru yürüdüm fakat sevgilim yoktu kapıda, kimse yoktu.. üzüldüm, çünkü son 5 saniyemi boşa geçirmiştim..

25 Ekim 2009 Pazar

kötüyüm ben, kötüyüm..

ayaklarımı koltuğa uzatmış, onu izliyordum. telefonla konuşuyordu, liseden arkadaşıymış, bir kadın.. başta her şey normal görünüyordu, sonra inceden beni kıskandırmaya çalıştığını sezdim tabii, yok elif'ciğimmiş, yok canımlarmış..
kıskanç bir insan olduğumu bildiği için inadına yapıyordu bunu, bu sefer istifimi hiç bozmadım ve konuşmayı dinlemeye devam ettim;
- hahhaha Elif'ciğim, özledim seni yahu en kısa zamanda toplanalım.. hmm o herif dallamaydı zaten yavrum, sen daha iyilerine layıksın. ahahha o geceyi nasıl unutabilirim ki..
ayağa kalktım, tam karşısında durup, gözlerinin içine girdim. tam "elif'ciğim" le başlayan bir cümle daha kuracakken dudaklarını yakaladım. bir kaplan avını nasıl ısırıyorsa öyle ısırıyordum, bütün gücümle. gıkını çıkarmadı. kanattığım dudağı bu sefer yalamaya başladım.. telefondan sürekli "alo" sesleri geliyordu ama artık ikimiz de ilgilenmiyorduk elif'ciğimle.. popomu, avuçlarının arasına aldı ve dudaklarını teslim etti bana..
-mmmhmm..
-ağğğııh...
-mmmm ıııhhh
-aahhmmm eveeet, daha yavaş ol hmmmmmhhh hhh evet böyle, harikasın sevgilim AAhhhh...
-AAAAAUU.. ıııh aooh uvvvvffff..
...
!
telefonun hala açık olduğunu biliyordum, amacıma ulaşmıştım.

24 Ekim 2009 Cumartesi

yeni jeep

okuldan almaya gelmişti beni, çok sık gelmezdi. yeni jeepi, ben hariç herkesin dikkatini çekiyordu. karşımda görür görmez, (2 yıldır bana aşık olan çocuğun gözünün içine bakarak) sevgilimin dudaklarına yapıştım. derste çektiği mesajla yeterince azmıştım, şimdi sadece nerede sevişeceğimizi düşünüyordum. arabaya bindik.
-sevgilim, okula bu jeeple gelmeni istemiyorum, biliyorsun gösterişi sevmem..
-haydaa, kızım zenginsek bizim suçumuz mu? (gerine gerine sırıtarak..)
-bence hiç konuşmayalım sevgilim, zira o mesajdan sonra azdım, her şeyin tersine dönmesini istemezsin değil mi?
ani bir frenle yeni jeep durdu. deli gibi öpüşmeye başladık, elektrikli süpürge yutmuş gibiydi, belli ki o benden de istekliydi. ellerimle boynunu kendime daha çok çekiyordum ki etraftan korna sesleri duyulmaya başladı. güldük ikimizde. gaza bastı, bir yandan bir elini bacak arama daldırmıştı, "zevk" kelimesini en iyi anlatan andı benim için. trafik nedeni belirlenemeyen bir nedenden yine tıkanmıştı. dayanamıyorduk, zaten benim nefesimden camlar da gitgide buğulanmıştı, gözlerinin içine baktım, o an istiyordum, her şeyi anladı ve vajinama parmaklarını daha sert sokmaya devam etti. ben fermuarını açmak için, o da teybe cd koymak için eğildi. tam ağzımı açmış oral'a başlayacakken ne mi oldu, bangır bangır "mahsun kırmızıgül - sarı sarı".. ah be sevgilim...

22 Ekim 2009 Perşembe

sıçızla sevgilim

yataktaydık ve terliydik. ona sarılmış, gözlerinin içine bakıyordum. içeri süzen loş ışık az önce yaşadıklarımızı seyreden tek şeydi. her şey daha güzel gözüküyordu gözüme bugün. okuduğum kitabın kahramanı gibi yorgun ama mutluydum. "romantizm budur!" demek üzerereydim fakat iğrenç bir koku lafı ağzıma tıktı. sevgilimdi bu evet. asla sesli osurmazdı, o gaz sessiz, sinsi ve iğrenç bir kokuyla çıkardı ondan.
-hayvan ya, iğrençsin resmen, sıçtın şu anın içine!
-ne diyon kızım, ne yapsaydım yani?
-ya bırak ya, bu sefer cidden sinirlendirdin ha! banyoya git, odayı terk et bişey yap, saygılı ol. off leş gibi kokuyor hala, iğrençsin iğrenç!
-yavrum, seni seviyorum demekti bu, hohaha.
adamın şu haldeki espirisine bakın, bakın da görün diye yazdım buraya. öyle renkli bir kişilik ki benim sevgilim, bana evlenme teklifi de halıya sıçarak olacak biliyorum, ya sabıır..

20 Ekim 2009 Salı

istiyorum ama..

eve geldiğinde çok gerdindi. onu sakinleştirmek için önce bacaklarımı açıp kucağına oturdum, sonra sert ve çekici göğüs kıllarıyla oynamaya başladım.
- hayatım..
- ne var lan?!
- ne oldu, biri mi kızdırdı benim sevgilimi?
- he ya, işçiler şantiyede arıza yaratmış amuğa goyim..
evet çok gergindi, sinirliydi ama onun sinirlerini almasını biliyordum.. deli gibi salladığı tesbihini ısırarak çektim. ellerini göğüslerime daldırdı ve bütün gücüyle sıkmaya başladı, o kadar canım acıyordu ki büyük bir çığlık attım. bunu bir istek olarak algılayan erkeğim, ön sevişme olayına hiç girmeden tangamı sıyırdı. koltuktaydık. saçlarımı avuçlarına dolayarak, acı çekmemi seyrediyordu hayvan. çok hızlıydı ve çok çabuk gitti. ben hala istiyordum, istiyordum, doymuyordum.. güçlü kaslarıyla beni yere indirdi ve televizyonu açtı. yalvarmaya başladım bir köpek gibi, uyuşturucu istiyordum sanki.. "kurtlar vadisi"ni açtı ve bir daha yüzüme bakmadı. ona daha çekici ve seksi gözüküp tekrar aklını almam gerekiyordu. en büyük kozum olan jartiyerimi giyidim, kırmızı ruj ve dantelli sütyen.. hazırdım aynaya bakıp son kez kendimi süzdüm, harikaydım! salona geçtim, televizyonu kapattım ve müzik setine ortama uygun bir parça koyup, sırtım ona dönük, yaklaşık bir dakika seksi dansımı gerçekleştirdim, daha da devam edecektim eğer öküz gibi horlamaya başlamasaydı hayvan..