THOUSANDS OF FREE BLOGGER TEMPLATES

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Martin

bundan yıllar önce bugün, almanya'daydım. tek başıma, uçaktan inip amaçsızca berlin sokaklarında gezdim, evet, çok ucuz uçak bileti bulmuştum ve değerlendirdim. gecenin bir vakti bir hostel'e gittim, kimseyi tanımıyorum, almancam yok, ingilizceyle idare ediyorum işte.. resepsiyondaki kadın oda yok dedi, gece 4.. inatla çıkmadım dışarı, çok yorgun olduğumu ve sadece bir yastık yatak istediğimi söyledim defalarca.. odalara çıktık bütün odalara sessizce bakıyoruz, herkes uyuyor tabii, neyse içinde 6 yatak olduğunu söylediği bir odaya götürdü beni kız, içerisi karanlık ama nesef seslerini duyabiliyorum, yine de uyku her şeyden önemliydi o an.. tek boş yatağa yattım ve daldım uykuya. sabah geç kalktım ve camı yeni açan japon herifle göz göze geldim.. günaydın bize... tanıştık, çok şeker bir insandı, kısa bir süreliğine gelmiş Berlin'e tam olarak ne iş olduğunu da anlamamıştım. biraz muhabbet ve kahvaltıdan sonra ayrıldım hostelden. yürüdüm, ayaklarım acıyana kadar.. müze gezdim, etrafa bakındım, güldüm kendi kendime, çok saçma ve çok güzeldi o an yaşadıklarım.. soğuktan götüm donduğunda hostel'e döndüm, akşam yemeği yememiştim ama karnım da aç değildi. odaya girdiğimde japon ve Martin vardı.. Martin, yeni gelmişti hostele, lacivert gözleri vardı ve bembeyaz teni.. yanakları pembe oluyordu sık sık. oyuncuymuş, bir okulun sınavı için gelmiş Berlin'e. biraz muhabbetten sonra dışarı çıktık, bir kafede hızlıca bir şeyler atıştırmak zorunda kaldık, çünkü kafenin sahibi her dakika dükkanı kapatacığını söylüyordu.. yemekten sonra bira içtik başka bir yerde, kutu gibi kırmızı ışıklı ve çok salak müzikler çalan bir yerde hiç tanımadığım iki herifle bira içiyorum, ne güzeldi.. Hostel'e döndük, uyuduk sonra.. ertesi gün japonla vedalaştık, gitti. bütün gün boyunca bilmediğimiz sokaklarda kahkahalar attık Martin'le.. sokaktaki yaşlı bir kadın bizi sevgili sandı, almanca bir şeyler dedi, anlamadım ama güzeldi, güzel şeyler hissettim o böyle düşününce.. odaya döndük, japon yok.. sessiz, karanlık, 6 yatak ve 2 kişi.. aynı anda aynı şiddette seviştik o an.. dokunuşu, öpüşü, sarılışı her şeyi büyüleyiciydi, inanılmazdı, her saniyesi.. işte hayatımın en muhteşem seksini yaşadım o gün.. uzun zamandır kimseyle sevişmemiş, bu yüzden tadını çıkardık her geçen dakikanın, uyumadık, sarılarak, uyuma numarası yaptık sadece.. sabah enerji dolu kalktım ve karşı pencereden bizi seyreden yaşlı kadına tamamen çıplak "hallooooo!!" diye bağırdım.. duşa girdim, o da arkamdan içeri girdi, suyun altında oyalandık saçlarımı şampuanladı, dudaklarımı öptü..... biraz hüzünlü geçti o gün, akşam uçağım vardı ve İstanbul'a dönüyordum.. beni hava alanına bıraktı, telefonunu ve ev adresini verdi.. ve eve geldim, boş salona baktım, her şey boştu o an, ve ağlamaya başladım, duramıyorum, bir erkek için, Martin için.. aradım onu, ama ulaşamadım... şimdi yıllar geçmiş burada, onu düşünüyorum, ne güzel bir anıydın sen Martin...

0 itiraf: